Ne mutlu bize ki; “İmkansızı olmayan” Mimar Sinan'la aynı topraklarda yaşama, dehasından faydalanma şansına sahibiz. Sayesinde; merkezinde insan olmayan, çevreyi, sosyal yaşamı, ekonomiyi ve hatta antropoloji, psikoloji, sosyoloji ve felsefeyi formülünün içine katmayan bir mimari anlayışın olamayacağını biliyor, çalışmalarımızda bütüncül bir yaklaşımı benimsiyoruz. Miras olarak kabul ettiğimiz bu çok disiplinli anlayışla test ederek bugüne kadar taşıyoruz.
Yaptığımız işin yaşadığımız coğrafyaya geldiğimiz tarihe karşı sorumluluk içerdiğinin farkındayız ve bizden sonra geleceklerin de bu dünya üzerinde hakkı olduğunu unutmuyoruz.
Bu yüzden “mükemmeli” arama çabamız hiç bitmeyecek…
Bu yolda emekleri, karşısına çıkanlarla karşılıyorum, saygıyla ..